Bir bilgisayar bilimci olan Woody Bledsoe, 1960’lı yıllarda, kılavuz çizgilerini kullanarak yüzleri sınıflandıracak bir yöntem geliştirdi. Yüz tanıma sisteminin başlangıcı sayılan bu yöntemde, yüz özelliklerin koordinatlarını çıkarmak ve bunu bilgisayara girmek zorlu bir işti. Yüzyılın sonlarına doğru ise Almanya’nın Bochum Üniversitesinde, yüksek doğruluk sunan yeni bir teknoloji geliştirildi. Bu teknolojiyi ilk olarak bankalar ve havaalanı işletmecileri tercih etti. Geçmiş dönemlerde kamera çözünürlüğü düşük olduğu için istenen görüntü yakalanamıyor ve eşleştirme yapmak zorlaşıyordu. Ancak günümüzde yüksek çözünürlüğe sahip kameralar sayesinde yüz tanımlaması rahatlıkla yapılabiliyor.
Yüz Tanıma Teknolojisi Nedir?
İnsan yüzü, her bireyde farlı karakteristik özelliklere sahiptir. Her bireyin gözleri, yüz hattı ve burun yapısı birbirinden farklılık göstermektedir. Yüz tanıma, herhangi bir kişinin yüzünü bu farklılıklar sayesinde algılayan ve genel yüz yapısını ölçen bilgisayar tabanlı bir güvenlik sistemidir. Kısaca yüz tanıma, algılama teknolojisi biometrik uygulama kapsamında, kişinin kendine özel yüz verisini veri tabanı tarafında eşleştirme yaparak ve kişinin yüzündeki hatları analiz ederek doğrulamasıdır. Kullanım alanı genellikle güvenlik üzerinedir.
Yüz Tanıma Sistemleri Nasıl Çalışır?
İnsan yüzü yaklaşık 80 düğüm noktasından oluşmaktadır. Yüz tanıma teknolojisi, gözler arasındaki mesafe, burun genişliği, göz yuvalarının derinliği, elmacık kemiklerinin şekli, çene çizgisinin uzunluğu vs. şeklinde ölçülür. Uzmanlar genelde dudaklar ve şakaklar arasında kalan altın üçgene odaklanırlar. Yaşlanma, kilo kaybı veya alınması, saç ve sakal uzaması, hatta gözlük kullanılması durumunda bile bu bölüm aynı kalır. Temel olarak sistem 4 alanda incelenebilir;
⦁ Yüzün tanımlanması : Kayıt esnasında, sistem fiziksel veya davranışsal bir örnek alır.
⦁ Ayrıştırma : Örnekten benzersiz veriler çıkarılır ve şablon oluşturulur.
⦁ Karşılaştırma : Şablon ile yeni gelen örnek karşılaştırılır.
⦁ Eşleştirme : Sistem, yeni gelen örnekten gelen özellikler ile eşleşip eşleşmediğine karar verir.
Burada öncelikle yüz algılandıktan sonra, arka plan düzleştirilir. Yüzün boyutu ve konumu daha önceden algılandığı halindeki gibi değerlerle normalleştirilir. Yüzün doğruluğunda, veri tabanına alınan bilgilerle karşılaştırma yapılabilmesi için görüntü poz olarak standartlaştırılır. Bu standartlaştırmanın yapılabilmesi için de yüzdeki bazı işaretlerin (dairesel şekillerin) doğru şekilde tanımlanabilmesi önemlidir. Görüntü verilerinin matematiksel olarak gösterilmesi algoritmalarla sağlanır.
Yüz Tanıma Sistemleri Nerelerde Kullanılır?
Yüz tanıma sistemi, seçim kayıtlarında, bankacılık sektöründe, elektronik ticaret, ulusal kimlikler, pasaportlar, çalışan kimlikleri gibi pek çok kamu ve özel sektör alanlarında kimlik doğrulama olarak kullanılabilir.
Cep telefonu ve bilgisayar güvenlik seviyesini arttırmak için kullanılabilen yöntemler arasındadır.
Market ve büyük mağazalarda savunmasız alanlara kurulan yüz tanıma sistemleri sayesinde şüpheliler hızlı bir şekilde tanımlanabilir, suçluların yüzlerini tanıyarak yakalama fırsatı sunabilir.
Pazarlama ve kampanya faaliyetlerinde de yüz tanıma sistemleri kullanılabilir.
Uluslararası havaalanı firmaları tarafından gerçekleştirilen sistemler sayesinde yolcuların uçuş biletlerinin yüz tanıma sistemi üzerinden taranarak kaydedildiği senaryolar bulunmaktadır.
Neden Yüz Tanıma Sistemi Kullanmalıyız?
⦁ Kimlik doğrulama işlemlerinde güvenli ve hızlıdır. Kart çalınma, bozulma, şifre unutma veya tüm bunları paylaşma gibi sorunları ortadan kaldırır.
⦁ Yüz tanıma ile sahtekarlıklar önlenebilir, suçlular tespit edilebilir.
⦁ Kullanımı kolaydır. Doğruluk oranı yüksektir.
⦁ Hijyen açısından temas olmamasından dolayı çok önemlidir.
Sonuç
Yazımızın başında da söylediğimiz gibi, tüm bireylerin yüz yapıları kendine özeldir. Bu nedenle bir başkasının yüz şekli kopyalanamaz ve kullanılamaz. Bu da yüz tanıma sisteminin ne kadar güvenilir olduğunun önemli bir ispatıdır.
Bir diğer konuda, geleneksel katılım ve izleme sistemleri fiziksel müdahaleye ihtiyaç duyar. Temiz olmayan bir elle bir makine ya da karta dokunan enfekte olmuş birisi, başkalarına da bulaştırma riskini arttırır. Yüz tanıma sistemlerinin kullanımında, herhangi bir fiziksel temas olmaması sayesinde, bu riski ortadan kaldırır.
Yapılan araştırmalara göre, düşük maliyetleri, kolay kullanımı ve hijyenik kullanımları sayesinde, önümüzdeki yıllar itibari ile %70 oranında kullanımının artacağı ön görülmektedir.
Siber Güvenlik, Dijital Dönüşüm, MSSP, Sızma Testi, KVKK, GDPR, ISO 27001, ISO 27701 ve DDO Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi başlıklarıyla ilgili teklif almak için lütfen tıklayın.