11 Apr, 2025

Yeni Siber Güvenlik Başkanlığı ve Siber Güvenlik Kanunu: Türkiye’nin Dijital Savunma Stratejisi

Dijitalleşmenin hızla artmasıyla orantılı olarak tüm sektörlerdeki atak yüzeyleri de hızla büyüyerek genişlemekte ve dolayısıyla siber güvenlik her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Ülke olarak bu gerçeği göz önünde bulundurarak dijital altyapılarının güvenliğini sağlamaya yönelik önemli adımlar atmaya devam etmekteyiz. Bu adımların başında ise Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulması ve Siber Güvenlik Kanunu’nun kabul edilmesi yer almaktadır. Bu yazıda, Türkiye’nin siber güvenlik stratejisi hakkında yapılmış olan bu önemli düzenlemeleri detaylı bir şekilde ele alacağız.

Siber Güvenlik Başkanlığı: Ulusal Savunmanın Yeni Kalkanı

Siber Güvenlik Başkanlığı, 8 Ocak 2025 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kuruldu. Başkanlık, siber güvenlik alanında ulusal stratejilerin belirlenmesi ve uygulanmasında merkezi bir rol üstlenecek. Bu yeni yapının temel amacı, Türkiye’nin dijital altyapısını siber saldırılara karşı daha dayanıklı hale getirmek ve yerli siber güvenlik çözümleri geliştirmektir.

Başkanlığın Görev ve Yetkileri

Başkanlık, Cumhurbaşkanına bağlı olarak çalışacak ve kamu tüzel kişiliğine sahip olacak. Başkanlığın sorumlulukları arasında kritik altyapıların korunması, siber güvenlik stratejilerinin oluşturulması, siber tehditlerin izlenmesi ve bu tehditlere karşı proaktif çözümler geliştirilmesi yer almaktadır. Ayrıca, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) başkanlığa bağlı olarak faaliyet gösterecek. Bu, Türkiye’nin siber saldırılara karşı müdahale kapasitesini daha etkili hale getirecek.

Başkanlık Yapısı ve Çalışma Alanları

Siber Güvenlik Başkanlığı, Siber Savunma Genel Müdürlüğü, Siber Mukavemet Genel Müdürlüğü ve Ekosistem Geliştirme Genel Müdürlüğü gibi birimlerden oluşmaktadır. Bu birimler, siber güvenlik ekosistemini güçlendirmek, siber savunma yeteneklerini artırmak ve siber tehditlerle mücadelede ulusal düzeyde etkin bir koordinasyon sağlamak amacıyla faaliyet gösterecektir. Ayrıca, yerli siber güvenlik ürünlerinin geliştirilmesi ve yerli yazılımlar için sertifikasyon süreçlerinin hızlandırılması da Başkanlığın öncelikleri arasındadır.

Yatırımlar ve Gelecek Vizyonu

Başkanlık, özellikle siber güvenlik alanında AR-GE çalışmalarına ağırlık verecek. Yerli teknolojilerin geliştirilmesi, Türkiye’nin dijital bağımsızlığını artırmaya yönelik kritik bir adım olacaktır. Bu yatırımlar, kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesini gerektiren büyük bir proje haline gelmiştir.

Siber Güvenlik Kanunu: Dijital Dünyada Hukuki Zemin

Siber Güvenlik Kanunu, Türkiye’nin dijital güvenliğini sağlamak adına hukuki bir çerçeve oluşturmuş ve dijital altyapıların korunmasında yeni bir dönem başlatmıştır. 10 Ocak 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve 19 Mart 2025’te kabul edilen bu kanun, siber güvenlik alanındaki tüm işletmeler için geçerli olan yeni düzenlemeleri içermektedir.

Kanunun Temel Hedefleri

Siber Güvenlik Kanunu; Türkiye’nin siber güvenlik kapasitesini artırmayı ve ulusal dijital altyapıların daha etkin korunmasıyla beraber siber tehditlere karşı daha bütüncül bir strateji geliştirmeyi amaçlamaktadır. Kanunun temel hedefleri şunlardır:

Kritik Altyapıların Korunması: Kritik sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin siber güvenlik önlemleri almasını zorunlu hale getiren bir düzenleme getirilmiştir. Bu, enerji, bankacılık, telekomünikasyon gibi sektörleri kapsamaktadır.
Yerli Siber Security Ürünleri ve Sertifikasyon: Kanun, yerli siber güvenlik yazılımlarının kullanımını teşvik etmekte ve bu yazılımların uluslararası standartlara uygunluğunu sağlamak adına sertifikasyon süreçleri öngörmektedir. Bu sayede Türkiye’nin dijital altyapısı dışa bağımlılıktan kurtulacaktır.
Siber Security İhlallerine Yönelik Yaptırımlar: Kanun, siber güvenlik ihlallerine karşı idari para cezaları ve cezai yaptırımlar içermektedir. Bu yaptırımlar, işletmelerin siber güvenlik önlemleri almasını sağlamak amacıyla caydırıcı bir rol oynayacaktır.
Veri Sızıntıları ve İç Denetim: Kanun, veri sızıntılarını önlemek için alınması gereken önlemleri belirlemekte ve şirketlerin siber güvenlik politikalarını denetlemelerini zorunlu hale getirmektedir. Ayrıca, iç denetimlerin sıkı bir şekilde yapılması ve raporlanması gerekecektir.

Yasal Yükümlülükler ve İşletmelere Etkisi

Siber Güvenlik Kanunu, özellikle büyük işletmeler için önemli bir yasal yükümlülük getirmektedir. İşletmeler, kendi dijital altyapılarını gözden geçirmeli, risk analizlerini yapmalı ve siber güvenlik önlemlerini güncelleyerek, bu yasal düzenlemelere uygun hale gelmelidirler. Ayrıca, bu düzenlemeler yalnızca büyük şirketleri değil, aynı zamanda küçük işletmeleri de etkileyecektir. Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, her işletme siber güvenlik altyapısına yatırım yapmak zorundadır.

 

Başkanlık ve Kanun: İşletmeler İçin Fırsatlar ve Zorluklar

Yeni kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı ve kabul edilen Siber Güvenlik Kanunu, Türkiye’nin dijital güvenliğini sağlamak adına büyük bir adım atmıştır. Ancak, bu düzenlemeler işletmeler için hem fırsatlar hem de zorluklar içermektedir. İşletmelerin siber güvenlik altyapılarına yapacakları yatırımlar, sadece yasal uyumluluk sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda dijital dünyada daha güvenli bir şekilde faaliyet göstermelerine de yardımcı olacaktır.

Fırsatlar:

Yerli siber güvenlik çözümleri geliştirilmesi ve bu alanda yapılan yatırımlar, Türkiye’nin dijital bağımsızlığını artıracak.
Eğitim ve farkındalık programları, işletmelerin siber güvenlik tehditlerine karşı daha bilinçli hareket etmelerini sağlayacak.
Yerli ürünlerin teşviki, yeni iş fırsatları ve pazarlar oluşturacak.

Zorluklar:

İşletmelerin yasal yükümlülükleri yerine getirmek için gereken altyapı yatırımlarını yapması ve sürecin uzun vadede izlenmesi gerekecek.
Siber güvenlik risk yönetimi konusunda daha fazla uzmanlık ve strateji gereksinimi doğacak.

Dijital Güvenlikte Yeni Bir Dönem Başlıyor

Türkiye, Siber Güvenlik Başkanlığı ve Siber Güvenlik Kanunu ile dijital güvenlik stratejisinde önemli bir adım atmıştır. Bu adımlar, sadece devletin değil, özel sektörün de siber güvenlik alanındaki sorumluluklarını artırmaktadır. İşletmelerin bu düzenlemelere uyum sağlamak için teknolojik altyapılarını güçlendirmeleri ve siber güvenlik stratejilerini gözden geçirmeleri gerekecektir.

Siber güvenlik, sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda dijital dünyada rekabet avantajı sağlamanın da anahtarıdır. Güvenli dijital ortamlar, daha sağlam iş süreçleri ve uzun vadeli başarı sağlar. Türkiye’nin dijital güvenliğini sağlamak adına atılan bu adımlar, uzun vadede hem kamu kurumları hem de özel sektör için büyük fırsatlar yaratacaktır.

About Content:
Share on Social Media:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram