Siber güvenlik dünyasının en temel yapı taşlarından biri olan CVE (Common Vulnerabilities and Exposures) programı, 25 yıl sonra ilk kez ciddi bir tehdit altında. MITRE tarafından yönetilen bu program, 15 Nisan 2025 itibarıyla ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) ile olan sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle federal fonlamayı kaybetti. Bu gelişme, dünya genelinde kullanılan güvenlik açıklarının tanımlanması ve izlenmesi sisteminin geleceği açısından ciddi soru işaretleri doğurdu.
CVE Programı Neden Kritik?
CVE sistemi, güvenlik açıklarının evrensel ve benzersiz bir şekilde tanımlanmasını sağlar. Bu kimliklendirme sayesinde araştırmacılar, yazılım üreticileri, güvenlik operasyon merkezleri (SOC) ve otomasyon araçları, aynı zafiyeti aynı ID ile takip eder. CVE, sadece bir veri tabanı değil; tüm ekosistemin konuştuğu ortak bir dil, bir standardizasyon aracıdır.
Bu yapı olmadan:
– Güvenlik açıklarının izlenmesi zorlaşır.
– Zafiyet yönetimi otomasyonları aksar.
– Güvenlik araçlarının birbirleriyle veri paylaşımı verimsizleşir.
– İstihbarat ve zafiyet bilgileri parçalara ayrılır.
Ne Oldu?
MITRE, yaptığı resmi açıklamada CVE programı için hükümetten aldığı fonların sona erdiğini ve henüz yeni bir finansman planının bulunmadığını bildirdi. Bu, yeni CVE ID atamalarının, mevcut verilerin işlenmesinin ve toplulukla olan koordinasyonun sekteye uğrayabileceği anlamına geliyor.
Gelişme, siber güvenlik topluluğunda geniş yankı uyandırdı. Birçok güvenlik uzmanı ve sektör lideri, MITRE’nin fon kaybının sistemik bir kırılganlığa işaret ettiğini ve merkezi yapılara bu denli bağımlı olmanın risklerini gündeme taşıdı.
Peki, Buradan Sonra Ne Yapılmalı?
Bu gelişme, siber güvenlik alanında çalışan herkesin kendine şu soruyu sormasını zorunlu kılıyor:
“Bu sistem durursa, biz ne yaparız?”
1. Alternatif Zafiyet Veritabanlarına Yönelin
CVE sistemine alternatif olabilecek kaynakları tanıyın ve sistemlerinize entegre etmeye başlayın:
– OSV.dev – Google destekli, açık kaynak zafiyet odaklı veritabanı.
– GitHub Security Advisories – Açık kaynak projeler için doğrudan advisory yayınları.
– VulnDB – Detaylı ve ticari bir zafiyet veri platformu.
– CIRCL CVE Search API – Alternatif arama ve veri sorgulama API’leri.
Bu sistemlerin çoğu CVE ID içerse de, CVE olmadan da çalışabilen yapıları desteklemeleri açısından önemlidir.
2. CVE ID’ye Bağımlı Otomasyonları Gözden Geçirin
Zafiyet yönetimi süreçlerinin çoğu CVE ID etrafında kurgulanmış durumda. Bu noktada şu adımlar atılmalı:
– Yazılım adı, sürüm ve zafiyet türüne dayalı bağımsız tanımlama yapıları kurun.
– Güvenlik advisories, patch notları gibi metinleri analiz eden NLP tabanlı iç sistemler geliştirin.
– CVE’siz “exploit ➝ TTP ➝ IOC” zinciri kuran iç tehdit zekası modellerine geçiş yapın.
3. Topluluk Tabanlı Projelere Katkı Verin
MITRE gibi yapılar zayıfladıkça, güvenlik toplulukları daha kritik hale geliyor:
– OpenSSF (Open Source Security Foundation) gibi oluşumlara destek olun.
– Topluluk kaynaklı zafiyet veri havuzlarına katkıda bulunun.
– GitHub advisory sistemlerini entegre ederek açık kaynak projelere destek verin.
4. Kendi Zafiyet İzleme Altyapınızı Geliştirin
Özellikle SOC, Red Team ve MSSP ekipleri için öneriler:
– Zafiyetleri CVE ID olmadan tarayabilen pasif analiz sistemleri oluşturun.
– Shodan, Censys, Zoomeye gibi dış kaynakları dahili tarama süreçlerine dahil edin.
– Lokal zafiyet veri havuzu oluşturarak bağımsız bir referans noktası kurun.
5. Yeni Güvenlik Yaklaşımlarına Hazırlanın
Gelecekteki güvenlik sistemleri şu özelliklere sahip olmalı:
– CVE ID gibi merkezi ID’lere bağımlı olmayan zafiyet takibi.
– ML/AI destekli davranışsal analiz sistemleri.
– Sürüm ve yapı bazlı “vulnerable-by-default” risk işaretleme sistemleri.
– SOAR playbook’larında CVE’siz IOC ve davranış işaretleyicisi (YARA, Sigma, vs.) kullanımı.
Sonuç olarak;
MITRE’nin CVE programı hâlâ tamamen kapanmış değil. Ancak bu kriz, sistemin ne kadar kırılgan olduğunu ve tüm sektörü nasıl etkileyebileceğini gözler önüne serdi. Artık, merkezi yapılara bel bağlamayan, açık kaynakla beslenen, topluluk destekli ve daha dayanıklı sistemlere geçiş yapmanın zamanı olabilir.
Güvenlik sadece veritabanlarında değil, bu sistemlerin sürekliliğini garanti altına alacak stratejik adaptasyonlarda başlar.
Bu blog yazımız bilgi amaçlı olup, saldırılara karşı farkındalığı arttırabilmek ve bu doğrultuda tedbirler alınabilmesi amacı ile hazırlanmıştır. Bu yazıda geçen bilgilerin amacı dışında kullanılmasının hukuki olmadığını hatırlatır, öncesinde test ortamlarınızda uygulamanızı öneririz. Aksi taktirde sistemlerinizde bu durumdan dolayı ortaya çıkabilecek her tür hata, eksiklik veya arıza hususlarında CyberArts’ın herhangi bir sorumluluğunun olmadığını ve bunlardan kaynaklanabilecek doğrudan ya da dolaylı zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamayacağını beyan ederiz.